16 Nisan 2014 Çarşamba

Elbette AKP

Gamze Güngörmüş Kona

Elbette AKP
Uzaklardayım, bir kaç yerde 2014 Yerel Seçimlerinin analizini yapmaya çalışıyorum. Aktardıklarımı sizlerle paylaşayım.

Bu seçimlerde MHP kaybedendir, Neden? :
Onca Kürtçülük tezahürlerinin yarattığı kızgınlığa, BDP’nin meclisteki fütursuzluğuna, Apo’nun İmralı’dan ana akım siyasi panoramayı belirleme girişimlerinin doğurduğu tepkiye, bölgesel özerklik ve bağımsız kürdistan ifadelerinin sıklıkla telaffuz edilmesine rağmen Türkiye’de en geniş milliyetçi tabana sahip siyasi parti MHP ancak bu kadar edebildi. Bu oran değişmeyecektir.
Çünkü millet; hem dinine hem de milliyetine sahip çıkan bir siyasi partiyi 2000 sonrasında bulmuştur. Din ve milliyetçilik ayrı ayrı değerlendirilemeyeceğine göre ikisini de dilinden düşürmeyen Devlet bey gibi “Yerimiz sokaklarda kavga etmek değil…” diyen değil, “…ulusal menfaatimize dokunulduğunda, yıkarız…” diye gürleyen bir lider daha yeğ tutulmuştur. Millet efendi değil ki, kaba kuvvetten hoşlanan, bir güçlünün gücüyle güç bulmaya çalışan tipik Orta Doğu coğrafyası halkı. Bu nedenle, tercih MHP değil ve olamaz.    

Bu seçimlerde CHP kaybedendir, Neden? :
Hükümetin onlarca açığına rağmen CHP ancak kalelerini korumayı başarabilmiş, fazlasını yapamamıştır. CHP iki nedenden dolayı başarısız olmaya devam edecektir;
Çünkü CHP’de kişisel menfaatler kurumsal menfaatlerin her zaman önünde yer almıştır. Çünkü CHP’de başını çıkaran herkesin başı anında ezilmiştir; Kavga gürültü hiç dinmemiştir. Küsmek gelenekselleşmiştir, Diğerlerinin gövdelerini ezerek yükselmek alışkanlık haline gelmiştir; Ehil olmayan-işi hiç bilmeyen insanların onun bunun vasıtasıyla tepelere çıkması kurumsal kültür haline dönüşmüştür, Siyaset yapmayı her seçimden 6 ay once hatırlamak çalışkanlık sayılmıştır; Emanetçilik sıradanlaşmıştır. Liderin tam hakim olacağı, bir başka kurum kültürü ve bir başka insan grubuyla dönüşüm sağlayana dek kaybeden olmaya mahkum kalacaktır. Liderin tam hakim olacağı, bir başka kurum kültürü ve bir başka insan grubuyla dönüşüm sağlayana dek kaybeden olmaya mahkum kalacaktır.
Ayrıca bir başka başarısızlık nedeni de, Türkiye’de Atatürkseverlerin, askerseverlerin, laikçilerin, az dindarların! sayısının ancak bu kadar olmasıdır. Bu gerçeği kabul etmek lazım. Atatürk mü Din mi? Elbette Din. Askerler mi? Hacılar-Hocalar mı? Elbette Hacılar-Hocalar. O halde; elbette CHP değil.

Bu seçimlerin kazananı AKP’dir, Neden? :
Hükümet yetkililerinin pek çok bireysel skandalına, hükümetin bizzat kurumsal nitelikteki skandallar zincirine, Cemaatle köprülerin atılmasına rağmen bu seçimlerin kazananı AKP olmuştur.
Çünkü din; ortaya çıkan, görünür hale gelen ve belgelenen her türlü kötülüğün karşısında hiç bir karşı ataktan etkilenmeyen, delinmez bir zırh gibi öne sürülmüştür. Hem Allahına hem de menfaatine sahip çıkıldığını gören dindarlar!, hem Allahına hem de menfaatine sahip çıkan iktidarı kutsamıştır. Ve iktidarın kötülüklerine tam bir ışık sızmaz perde çekmiştir. Destekleyen gayet haklıdır. Neticede bizaat kendisi Cumadan hemen sonra din iman dinlemeden önüne kim gelirse kazıklamakta, Cuma’dan hemen sonra dikmekte olduğu binada 5 yerine 3 demir kullanmakta, Cuma’dan hemen sonra once Allahın adını zikrederek sonra en yapılmayacak şeyleri yapmaktadır. Sözüm; doğrudan dini bu şekilde araç haline getirenleredir. Bu bir kişisel tespittir, hakaret değil.
Kısaca AKP beyin takımı çok akıllıca bir siyaset güderek; zenginleşmek isteyeni zenginleştirmiş, Cemaatlere sınırsız imkanlar sağlamış, askerlerden nefret edenlerin keyfini yerine getirmiş, “Kürt” kelimesinin zikredilmesinin suç olduğu bu coğrafyada “otonomi”, “özerklik”, “bağımsızlık” gibi sakıncalı kavramların tartışılmaya başlanmasına zemin hazırlamıştır. Tabanını oluşturan “Adil Düzen” savunucularından farklı olarak her kesimi görmüştür ve görmeye de devam etmektedir.    

O halde Genel Sonuç:
Türk milletinin ideolojik ve siyasi formasyonu  iki temel unsurdan oluşmaktadır, bu seçimler sonrası bu saptama kesinleşmiştir. : Din ve kişisel menfaat. Din; bireysel ve kurumsal ayıpları örtmeye, bireysel ve kurumsal menfaat sağlamaya, mümkün olmayanı mümkün kılmaya, zenginleşmeye hem sağlam bir zemin hazırlarken hem de kendinden olanlara-kendinle olanlara, kurumlara, cemaatlara sınırsız menfaatler sağlamıştır. Otel gibi hastane gören çarıklı Ahmet efendi, kapısından erzak kolisi teslim edilen orta halli Edip bey, Cemaatinin sayısız okul açmasına izin verilen Nimetullah hoca, Anadolu’da bakkalcılık yaparken İstanbul’da devleşen Ekber bey elbette hem Allahı ağzından eksik etmeyen hem de kendisini gören AKP’nin iktidarını var edecektir.

Ne yapmalı?
Pek çoğu AKP’den kurtulmanın bir yolunu arıyor ancak nafile. Kurtulunsa dahi çözüm bu değil, korkudan yer altına inenler, uygun ortamlarda başlarını çıkarıverirler, gayet normaldir. O halde ne yapmalı? Kültür Devrimi. Toplumun ahlak yapısını, algısını, tercihlerini yeniden düzenleyecek, kısaca toplumu yeniden formatlayacak bir eğitim ve kültür düzenlemesi. Kendi geleceğini din-iman-kitapla değil, aklıyla yapabilecek yeni nesiller, Atatürk’ü işine geldiği gibi kullanan saman kafalılar yerine aklıyla hayranlık duyan yeni nesiller. Denemeye değer gibi…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder