21 Ekim 2012 Pazar

Yaşasın(!) Pis Sokak Hayvanları Ortadan Kaldırılacakmış...


Türkiye’de halladilmesi gereken onca mesele varken Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın Hayvanları Koruma Kanunu’nda değişiklik tasarısını aceleyle Meclis’e sunmasıyla ortalık karıştı. “Sokaktaki hayvanları doğal ortamlarına kavuşturacağız” bahanesiyle toplamak, ormanlık alanlara yığmak ve burada birbirlerini yemeye terk etmekten öte bir anlam taşımayan değişiklik tasarısı ile ilgili pek çok yazı yazıldı, pek çok hayvan dostu sivil toplum örgütü sokaklara döküldü, Taksim’de kocaman bir eylem düzenlendi. Tüm bu faaliyetlerin tek hedefi, tasarı Meclis’ten geçmeden karar alıcıların vicdanlarına dokunmaktı. Yakında tasarı Meclis’ten geçer ve yasalaşır. İşte bu yazıda biz de bu tasarı’nın meclisten, vicdanlar devre dışı bırakılarak, değişikliğe uğratılmadan geçirilmesi durumunda toplumda karşılaşacağımız olası tabloyu bir çizmek istedik.
-Hayvan düşmanları önceden Belediyelere defalarca telefon ederek, Belediye ekiplerinin sokak köpeklerini toplamalarını sağlıyorlardı. Bu defa hayvan kıyımı, toplu halde ve devlet eliyle yapılacağı için daha bir mutlu olacaklardır. Artık, hayvanlar toplanırken zevkle seyre dalanların bir paket sigara tellendirmeleri vaciptir -Sokak hayvanları ekiplerce toplanırken hayvan dostları ile aralarında ne türden bir münakaşanın çıkacağını kestirmek zor. Tabanca çekip birbirlerini vurmayacakları, kaş-göz yarmayacakları ne malum -Ördeğe, eşeğe ve diğer hayvanata rahatlıkla tecavüz eden bir takım adamlar tüm sokak hayvanları toplandığında tecavüz edecek kimi bulacaklardır? Komşunun karısı-kızı, yakın akraba falan kendini savunsun -Tasarı’da değişikliğin gerekçelerinden biri olarak da sokak hayvanlarının kaka ve çişleriyle çevreyi pisletmeleri gösterildi. Bu tasarı yasalaştığında bir hayvan dostu kakasını bir ağacın dibine yapan bir vatandaşı gördüğünde acep ne olacak, bu vatandaş kakasını yapmayı tamamlayabilecek mi yoksa bu hayvanseverin hışmına mı uğrayacak? -Pek çok Belediye zaten uzun bir süredir hayvanları toplayıp, gözlerden uzak ormanlık alanlara götürüp, kaderlerine terk ediyor, buralarda da hayvanlar açlıktan birbirlerini yiyiyorlar. En iyi ihtimal, çok göz önünde olan belediyeler ise bu sokak hayvanlarını geçici hayvan barınaklarına gönderiyorlar. Hayvan Barınaklarının durumları ise malum, kötü fiziki şartlar ve eleman yetersizliği. Bu tasarı yasalaşırsa ormanlara atılan hayvanlardan arta kalanlar barınaklara yığılacak, gönüllülerin emekleriyle sürdürülebilirliğini sağlayan barınaklarda ise kısa bir süre sonra ise gönüllüler çıkartılıcak ve bu barınaklardaki sokak hayvanları gönüllü hayvanseverlerin sosyal denetim fonksiyonundan kurtulacak olan maaşlı ve işlerine lanet eden kadrolu çalışanların insafına bırakılacak. Barınaklardaki hayvan ölümleri artarsa hiç şaşırmayalım. Hadi son sözü de damardan (dinden) söyleyelim : 1910’de 80 bin sokak köpeği İstanbul’dan toplanıp Hayırsız Ada’ya gönderilmiş, sonra da orada açlıktan birbirlerini yemişlerdi. Hemen ardından da bir dizi felaket yaşanmıştı. Bu defa sokak hayvanlarının toplatılması İstanbul ile sınırlı tutulmayacak Türkiye genelini kapsayacak. Sakın bu kez felaketin daha büyüğünü yaşamayalım. Mesela; bir büyük yangın, bir büyük deprem ya da bir Suriye savaşı. Artık Allah bilir.
Farkındayım; kadını çekirdek çitler gibi döven ve hatta öldüren, sevincinde-hüznünde havaya sıktığı tabancayla elalemin canını alan, mangal yaparken orman yakan, turist kıza tecavüz etmeden memleketine göndermeyen, eşeği, tavuğu ve hatta ördeği tecavüzünden ırak tutmayan, yol levhalarını çalan, hurda demir diye satan, yol boyunca döşeli elektrik kablolarını araklayıp nafakasını çıkaran, mezarlılara konan taze çiçekleri anında hiç eden, trafikten kurtulmak için ambulansın peşine yakınıymış gibi arabayla takılan, hayali şirketlerle devleti trilyonlarca zarara uğratan ve daha sayısız maharetleri bulunan bir kısım yurdum insanı için bu benim Hayvan Hakları savuculuğum da “kadın aklınla hadi lan ordan” hesabı.            

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder